Sosyal Medya

Güncel

Başbağlar’ın kanı yerde kaldı

Sünni-Alevi çatışmasına zemin hazırlamak için gerçekleştirilen Madımak provokasyonundan 3 gün sonra, Sivas’a misilleme amacıyla Erzincan’ın Başbağlar Köyü’ne saldıran alçaklar, 33 masum insanı katletmişti. Katliamın üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen, mağdurların kanının yerde kalması mazlum ailelerin acısını ikiye katlıyor.



Bugün; Sivas Madımak Oteli’nde kurgulanan provokasyona karşı Erzincan’ın BaÅŸbaÄŸlar Köyü’nde gerçekleÅŸtirilen katliamın 22’nci yılı. Madımak provokasyonu bahanesiyle PKK teröristleri tarafından düzenlenen kanlı saldırıda 28 kiÅŸi kurÅŸuna dizilerek, 5 kiÅŸi de yakılarak ÅŸehit edildi. Olayın faillerinin belli olmasına ve aradan geçen onca yıla raÄŸmen açılan sözde davada kimse ceza almadı. Yakınlarını kaybeden ve katliamdan saÄŸ kurtulmayı baÅŸaran köylüler, Akit’e yaptıkları açıklamalarda adalet istediklerini belirterek, ÅŸehitlerinin kanının hâlâ yerde olduÄŸunu söylediler.

TERÖR, MÜSLÜMANI HEDEF ALDI

1989’da Komünist Rusya’nın yıkılmasından sonra Ä°slamiyet’i hedef alan ABD, Türkiye’de PKK’nın yerine asıl tehlike olarak Müslümanları koydu. Bundan sonra 90’lı yıllara damgasını vuran katliamlar ve faili meçhul cinayetler peÅŸ peÅŸe yaÅŸandı. 5 Temmuz 1993’te Erzincan’ın Kemaliye ilçesine baÄŸlı BaÅŸbaÄŸlar Köyü’nde dönemin en kanlı katliamı gerçekleÅŸtirildi. KuÅŸ uçmaz kervan geçmez dedikleri bir bölgede yer alan BaÅŸbaÄŸlar, sarp kayalıklarla çevrili Barasor Vadisi üzerine tespih tanesi gibi dizilmiÅŸ köylerin en sonuncusuydu. Erzincan’a 204 km uzaklıkta yer alan BaÅŸbaÄŸlar, bölgede bulunan Alevi köyler arasındaki Sünni inanca sahip tek köydü.

ÅžEHÄ°T BAÅžBAÄžLAR

210 haneli köy, katliamdan sonra “Åžehit BaÅŸbaÄŸlar” olarak anılmaya baÅŸlandı. Olay günü tarla ve bahçelerden dönen köyün erkekleri akÅŸam namazı için camiye gitmiÅŸ, kadınlar ise yemek hazırlama telaşı içerisindeydiler. Alevi köylerini geçerek BaÅŸbaÄŸlar’a gelen 100 kadar terörist, köye 3 farklı noktadan saldırdı. Asker üniforması giymiÅŸ teröristler ilk önce camiyi bastı. Teröristler akÅŸam namazını kılmış, duasını yapan köylüleri camiden çıkararak köy meydanına topladı. Bütün evleri de boÅŸaltan militanlar, köye yardım gelmemesi için de köy yolunu kesmiÅŸ ve elektrik ile telefon baÄŸlantılarını da iptal etmiÅŸti.

“Ä°KÄ° KURÅžUNU DA VÜCUDUMDA TAÅžIYORUM”

O dönemden bugüne kadar köy muhtarlığı yapan ve kurÅŸuna dizilenler arasında saÄŸ kurtulan tek isim olan Ali Akarpınar, Akit’e yaptığı açıklamada olay gününü anlattı. Teröristlerin otomatik silahlarla kendilerine tam 558 mermi sıktığını aktaran Akarpınar, “15-20 kiÅŸiyi caminin kapısında ellerinde otomatik silahlarla gördük. PKK’lı olduklarını söylediler. ‘TC burada hâkimiyeti kaybetmiÅŸtir’ dediler. Bizi köy meydanında sıraya dizdiler. 29 kiÅŸiydik. 45 dakika PKK propagandası yapıldıktan sonra telsizden ‘Atış serbest’ talimatı geldi. Ben göÄŸüs bölgemden bir kurÅŸun yedim ve sonrasını hatırlamıyorum, galiba bayılmışım. Çünkü bacağımdaki kurÅŸunun acısını hatırlamıyorum. Åžuan iki kurÅŸunu da vücudumda taşıyorum” dedi.

“TERÖRÄ°STLER ‘BU ACI SÄ°ZE YETER’ DÄ°YE BAÄžIRDILAR”

Katliama tanıklık etmiÅŸ ve saÄŸ kurtulmayı baÅŸarmış köylülerin anlattıkları ise kan dondurdu. Katliamda eÅŸini ve oÄŸlunu kaybeden Elif Akpınar, insanları ve hayvanları gözlerinin önlerinde cayır cayır yaktıklarını anlattı. Teröristlerin kendilerinde kapanmaz bir yara açtığını ve intikam istediÄŸini vurgulayan Akpınar, “Bizi derenin içine oturttular. O sırada arabaları yaktılar. O yanan arabalardan birinin içine Hasan Sandıkçı diye biri vardı, onu soktular. Cazır cazır araba yanıyor, arabanın da kornası çalıyor. Adam içeride yandı gitti. Ahırlarımızı, kümeslerimizi hayvanlar içerisindeyken yaktılar. Seslerini duyura duyura yaktılar. Ä°neklerin, buzağıların, tavukların, atların sesleri hâlâ kulaklarımda. Teröristler giderken de ‘Bu acı size yeter’ diye bağırdılar” ÅŸeklinde konuÅŸtu. PKK’lılar köyün 3 farklı noktasına bıraktıkları bildirilerde ise Madımak Olayı’nda yananların intikamını aldıklarını söylüyorlardı.

“DEVLET 14 SAAT SONRA GELDÄ°”

Katliama yakından tanıklık eden ve kardeÅŸini kaybeden Mahmut TaÅŸdelen de, köye yetkililerin çok geç geldiÄŸini söyleyerek duyarsızlıktan yakındı. TaÅŸdelen, yangın sırasında yükselen dumanların ve evlerde patlayan tüplerin Yukarı Umutlu Köyü imamının dikkatini çekerek jandarmayı gece saat 01.00’de aradığını, ancak askerin köye 14 saat sonra geldiÄŸini ifade etti. TaÅŸdelen, “Sabaha kadar kimse köye gelmiyor. Zaten sabaha kadar çoÄŸu can çekiÅŸiyor. Ä°nim inim inliyorlar, kimisi su diye bağırıyor, kimisi yandım diye. KurÅŸuna dizilen 2 kiÅŸi sabaha yakın ölüyor” dedi.  

ÅžEHÄ°TLERE BÜYÜK SAYGISIZLIK

Teröristler katliamdan sonra köydeki bütün evleri ve arabaları ateÅŸe verirken 33 kiÅŸiden 5’i çıkan bu yangınlarda ÅŸehit oldu. Ancak yanarak can verenlerin cenazeleri hiç bulunamadı. Katliamdan 14 saat sonra köye gelen devlet yetkilileri, duyarsızlıktan mıdır yoksa aldıkları emir gereÄŸi mi bilinmez, evlerde yanan vatandaÅŸların cenazelerini aramak yerine, kepçelerle yangından arta kalan enkazı kamyonlara yükletip bilinmez bir yere götürttü. KurÅŸuna dizilerek katledilen 28 kiÅŸi de otopsi raporu bile hazırlanmadan köyün 25 km uzaklıktaki bir arsaya defnedildi. Devlet, ÅŸehidine karşı duyarsızdı. Åžehitler belediyenin çöp kamyonlarıyla taşınırken, cenazeler gece geç saatlerde defnedildi.

“SÄ°VAS SÄ°YAH, BAÅžBAÄžLAR BEYAZ”

Katliam sonrası açılan sözde davanın ise üzeri kısa sürede örtüldü. Sanığı olmayan davanın avukatları arasında yer alan ve o süreçte yaÅŸanan hukuksuzlukları anlatan Cüneyt Toraman, BaÅŸbaÄŸlar davasının anlaşılması için katliamdan 3 gün önce Sivas’ta yaÅŸananlara dikkat çekti. “Sivas davası siyah, BaÅŸbaÄŸlar davası beyaz” diyen Toraman, “BaÅŸbaÄŸlar davasının tetikçileri (teröristler) yakalandı, itiraf ettiler, ‘katliamı ÅŸu isimlerle beraber yaptık’ dediler; ama yargılanmadılar… Sivas ve BaÅŸbaÄŸlar’da yaÅŸanan olaylar bir derin devlet operasyonu. Bu iki olay da 28 Åžubat darbesine zemin hazırlamak için yapıldı” dedi.

“SÜNNÄ°-ALEVÄ° ÇATIÅžMASI Ä°STENDÄ°”

Amacın Sünni-Alevi çatışması olduÄŸunu vurgulayan Toraman, “Teröristler, BaÅŸbaÄŸlar Köyü’ndeki herkesi öldürebilirlerdi. Bilerek saÄŸ bıraktılar. Ä°stediler ki onlar da komÅŸu Alevi köylere saldırsınlar. Bölgenin karakol komutanı da köylülere, ‘Biz size KalaÅŸnikof tüfek vermek istiyoruz’ diyor. O insanlar katliamdan sonra yaralarının sarılması beklerken, devlet onların Alevilere saldırmasını istiyor” ÅŸeklinde konuÅŸtu. Toraman, BaÅŸbaÄŸlar davasında gerçek bir yargılamanın yapılmadığını, faillerinin ise cezasız kaldığını kaydetti.

“DUYARSIZLIK BÄ°ZÄ° YARALADI”

BaÅŸbaÄŸlar DerneÄŸi BaÅŸkanı Mehmet Ali Dikkaya, BaÅŸbaÄŸlar’da akan kanın 22 yıldır yerde kaldığını vurguladı. Mahkeme sürecindeki hukuksuzluklara dikkat çeken Dikkaya, “BaÅŸbaÄŸlar’da bir soykırım yaÅŸandı. Daha da vahim olanı katliama tamamen sessiz kalınması. 10 yıl sonra yakalananların ifadelerinin üzerinde durulmaması, Erzincan’da görülmesi gereken mahkemenin Ä°zmir’e alınması. Orada itirafçı sanıkların olmasına raÄŸmen bunların mahkemeye getirilmemesi, 1 yıl sonra getirilen kiÅŸinin verdiÄŸi kod isimler üzerinde mahkemenin hiç durmaması, sanıkla ile tanıkların yüzleÅŸtirilmemesi ve bu kadar ÅŸeye raÄŸmen Yargıtay’ın davaya duyarsız kalması bizi daha da derinden yaraladı” dedi. 

BABALARIMIZIN KATÄ°LLERÄ° BULUNSUN

ARDA ŞİMÅžEK / Ä°STANBUL - Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamlarından birisi olarak bilinen BaÅŸbaÄŸlar katliamı 22. yılına girdi. 2 Temmuz 1993 tarihinde, Sivas’ta 37 kiÅŸinin Madımak Oteli’nde ölmesinden sadece 3 gün sonra Erzincan ili Kemaliye ilçesi BaÅŸbaÄŸlar Köyü’nde, akÅŸam ezanı okunduktan sonra camiye giden 29 kiÅŸi, köyün meydanına toplanarak kurÅŸuna dizildi. Köydeki 214 ev, cami ve okul, içindeki insanlarla birlikte yakıldı. 1’i kadın 4 kiÅŸi yandı, toplam 33 kiÅŸi ÅŸehit oldu. BaÅŸbaÄŸlar’da yapılan katliamın üzerinden tam 22 yıl geçmesine raÄŸmen faillerin bulunamaması maÄŸdurları üzüyor. CHP’lilerin yoÄŸun çabalarıyla “teÅŸhis usûlsüz” denilerek tetikçiler serbest bırakıldı ve bir daha da bulunamadı. Babaları katledildiÄŸinde henüz çocuk yaÅŸlarda olan Celal Demirci’nin oÄŸlu Harun Demirci, Hasan Fehmi Aydınlı’nın oÄŸlu Eyüp Aydınlı ve Rıfat Aydın’ın oÄŸlu Tayfun Aydın olay günü yaÅŸadıklarını gazetemize anlattılar.

DEMÄ°RCÄ°: ‘BABAMA KATÄ°LLERÄ°N HÂL ELÄ°NÄ° KOLUNU SALLAYA SALLAYA GEZÄ°YOR’ MU DÄ°YECEĞİM?

BaÅŸbaÄŸlar Katliamında hayatını kaybeden Cemal Demirci’nin oÄŸlu Harun Demirci;

“BaÅŸbaÄŸlar Katliamı yaÅŸandığında 9 yaşındaydım. O gün ev ev dolaşıp isim isim çağırıyorlardı. Bizim eve de geldiler ve babamı da ismiyle çağırarak götürdüler. Aradan belirli bir süre geçtikten sonra silah sesleri duyduk. Dışarı çıktığımızda baktık ki sokakta bazı evler yanıyor, herkes korku içinde olup biteni anlamaya çalışıyordu. Üç tane bayan çekin çekin 38’in acısıdır bu diyordu. 38 de ne oldu, o gün neden böyle bir ÅŸey söylendi hâlâ anlamıyorum. Bir diÄŸer soru da, neden bizim köy seçildi, olayın failleri aradan 22 yıl geçmesine raÄŸmen hâlâ neden bulunmadı? Ben 22 yıldır babamın mezarı başına gidemiyorum. Gitsem ne diyeceÄŸim ki, katillerin hâlâ elini kolunu sallaya sallaya geziyor’ mu diyeceÄŸim? Olay kapatılmaya çalışılıyor. Bize de gereken ilgi gösterilsin ve BaÅŸbaÄŸlar Katliamı’nın failleri bir an önce bulunsun istiyoruz.”

AYDINLI: FAÄ°LLERÄ°N HÂLÂ YAKALANMAMIÅž OLMASI BÄ°ZLERÄ° DERÄ°NDEN ÜZÜYOR

BaÅŸbaÄŸlar Katliamı’nda hayatını kaybeden Hasan Fehmi Aydınlı’nın oÄŸlu Eyüp Aydınlı; “O zaman ben 9 yaşındaydım. Biz normalde Ä°stanbul’da oturuyorduk. O yıl yaz tatilini geçirmek için Erzincan’a gitmiÅŸtik. 5 Temmuz 1993’de Erzincan’a indik ve o günün akÅŸamında o katliam oldu. En üzücü olan da olayın üzerinden 22 yıl geçmesine raÄŸmen failleri bulunamadı, olayla ilgili de hiçbir ilerleme kaydedilemedi. Bizim maÄŸduriyetimiz o gün ki katliamdan sonra da devam etti. Devlet Denetleme Kurumu’nun (DDK) bu olayla ilgili bir rapor hazırlayacağı söylenmiÅŸti ama o da yapılmadı. Dönemin Valisi Recep YazıcıoÄŸlu’nun bizzat ‘Olayı yapan kiÅŸiler yakalandı ama serbest bırakıldı’ ÅŸeklinde ifadeleri vardı. Bu böyle aydınlatılamayan bir süreç. Bizim köy devletine ve bayrağına baÄŸlı bir köy olduÄŸu için o dönem özellikle hedef seçilmiÅŸti. Olayın faillerinin ve azmettiricilerinin hâlâ bulunamamış olması bizleri derinden üzmektedir.”

AYDIN: SUÇLULAR HESAP VERSÄ°N

BaÅŸbaÄŸlar Katliamında hayatını kaybeden Rıfat Aydın’ın oÄŸlu Tayfun Aydın;

“O dönem 12 yaşındaydım. Kadın ve çocuklar köyün başında bir yere, erkekler ise köyün meydanına topladılar ve o korkunç katliam gerçekleÅŸti. Yıllar sonra öÄŸrendik ki, o dönemin derin devleti Alevi-Sünni çatışması çıkarmak için böyle bir katliama imza atmış. Bizler artık bu olayın faillerinin ve azmettiricilerinin bir an önce yakalanmasını ve hak ettikleri cezaya çarptırılmasını istiyoruz. Bizler bu katliamın en büyük maÄŸdurları olarak, bu tür olayların bir daha yaÅŸanmamasını temenni ediyoruz”.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.